GÜNCEL
Giriş Tarihi : 27-02-2012 15:43   Güncelleme : 27-02-2012 15:43

Erdoğan'dan muhalefete sert sözler

Memleketi Rize'de halka hitap eden Başbakan Erdoğan, muhalefeti çok sert sözlerle eleştirdi. "Hepsi çetelerle kolkolla" diyen Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu yalancılıkla suçladı.

Erdoğan'dan muhalefete sert sözler
VİDEO İÇİN TIKLAYIN

''8.5 YIL BOYUNCA RİZE'YE MAHCUP OLMADIK. RİZE'Yİ MAHCUP ETMEDİK, RİZE'Yİ UTANDIRACAK HİÇBİR YANLIŞIN ALTINA İMZA KOYMADIK"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''8.5 yıl boyunca Rize'ye mahcup olmadık. Rize'yi mahcup etmedik, Rize'yi utandıracak hiçbir yanlışın altına imza koymadık. 81 vilayete cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarını, en büyük hizmetlerini kazandırdık'' dedi.

Erdoğan, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde vatandaşlara hitap etti. Gösterdikleri ilgi dolayısıyla hemşehrilerine teşekkür eden Erdoğan, şunları söyledi:

''Bugün bir kez daha sizleri bütün kalbimle, muhabbetle, hasretle selamlıyorum. Buradan baba ocağı Rize'de, Rizeli tüm kardeşlerimi, Ardeşen'i, Çamlıhemşin'i, Çayeli'ni, Derepazarı'nı, Fındıklı'yı, Güneysu'yu, Hemşin'i, İkizdere'yi, İyidere'yi Kalkandere'yi, Pazar'ı, oradaki tüm kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi, saygılarımı gönderiyorum. Yeşil ile mavinin buluştuğu kenti, Rize'yi selamlıyorum. Anzer kadar tatlı, çay kadar keyifli, Kaçkar kadar yüce, Karadeniz kadar coşkun Rize'yi, hemşehrilerimi selamlıyorum.''

Zaman zaman Rize aksanıyla konuşan Erdoğan, ''Ahh ah. Demir alduk limandan, hava kesti bi yandan, her şeyi unuturum, Rize çıkmaz aklumdan. Rize akıldan çıkar mı, Rize unutulur mu, baba ocağı, ana ocağı unutulur mu? Rizeli uşaklara bacılara ha bu kardeşlerime vefasuzluk olur mu, olmaz. 8.5 yıl boyunca Rize'ye mahcup olmadık. Rize'yi mahcup etmedik, Rize'yi utandıracak hiçbir yanlışın altına imza koymadık. 81 vilayete Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarını, en büyük hizmetlerini kazandırdık'' diye konuştu.

-''HUKUK, ADALET, BARIŞ DEDİK, İNSANLIK DEDİK''-

Türkiye'nin ekonomisini 3 kat büyüttüklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

''Geldiğimizde 230 milyar dolar olan Türkiye'nin milli gelirini 740 milyar dolara ulaştırdık. Nereden nereye. 230 milyar nere, 740 milyar dolar nere. Türkiye'nin itibarına itibar kattık. Dünyanın her yerinde, her coğrafyasında mazlumların mağdurların ezilmişlerin yanında olduk. Nerede bir ses duyduysak oraya uzandık. Hiçbir ülkenin görmediği, görmek istemediğini biz gördük ve tüm dünyaya cesaretle gösterdik. Herkesin sessiz, tepkisiz kaldığı meseleleri biz cesaretle dünya gündemine taşıdık. Herkesin sırtını döndüğü Afganistan'da, Irak'ta, Filistin'de oradaki kardeşlerimize biz sahip çıktık. Libya'da kimileri sadece petrol kuyularını görürken biz orada canları, insanları gördük. Yaraları sarmak için oradan yaralıları aldık, ülkemize getirdik. Burada tedavi edip ülkelerine gönderdik. Hala tedavi edip ülkelerini gönderiyoruz. Huzuru barışı sağlamak için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Rize'den aldığımız güç, ilhamla her yerde hakkı, hukuku adaleti savunduk. Hukuk, adalet, barış dedik, insanlık dedik.''

-''SEN PROFESÖR, İLİM İNSANI, İLİM KADINI OLABİLİRSİN AMA İRFAN SAHİBİ OLAMAMIŞSIN''-

Makam, mevki peşinde olmadıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Ne olacak? Hepimiz ölmeyecek miyiz, öleceğiz. Öldüğümüz zaman hoca efendi bizi musalla taşına yatıracak. Bak biz CHP'liler gibi konuşmayacağız. CHP'nin bir tane profesör milletvekili bayan İstanbul'daki Zincirlikuyu Mezarlığı'nın kapısında 'Her nefis ölümü tadacaktır' ayeti var, diyor ki çok tiksindirici. Yahu bu CHP zihniyeti böyle. CHP zihniyeti bu. Bunlara aslında benim Rize'mden oy çıkmaması lazım. Çünkü Allah'ın ayetine 'çok tiksindiricidir' nasıl dersin. Yoksa sen ölmeyecek misin? Ölüm nasihattir. Herhalde bu profesör o sözü İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın sözü zannediyor. Farkında değil. Sen profesör, ilim insanı, ilim kadını olabilirsin ama irfan sahibi olamamışsın. Kendini tanıyamamışsın. Yunus ne diyor, 'İlim ilim bilmektir/ilim kendin bilmektir/Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır.' Sadece okumuşsun o kadar. Önüne de bir kariyer koymuşsun, profesör, ama kendini tanıyamamışsın. Hikaye. İrfan sahibi olmak, bilmediğini bilmektir. Mesele o. Onun için hoca efendi musalla taşına koyacak, cumhurbaşkanı, başbakan, milyarder, profesör, ordinaryüs profesör niyetine demeyecek. Er ya da hatun kişi niyetine diyecek. Alacaklar, iki metrekarelik mezarın içine gömecekler. Ondan sonra bir daha yanına gelirler mi gelmezler mi hak getire. Gelirlerse ne ala. Bu da nereye bağlı, ''baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş diyor' Baki.

Geride hayırlı bir şeyler bırakmışsak o zaman hayırla yad edilirsin. Bırakmazsan lanet ile anılırsın. Olayın aslı bu. Benim Rizeli kardeşim, biz ne bekliyoruz biliyor musunuz? 'Allah sizden razı olsun deyin' bize bu yeter.

"Baba ocağı unutulur mu, Rize unutulur mu?" diyen Erdoğan, muhalefet partilerini eleştirdi. Zincirlikuyu Mezarlığı'nın kapısındaki ayeti eleştiren CHP'li profesörün sözlerine gönderme yapan Erdoğan, Rizelilere; "benim Rizemden bunlara hiç oy çıkmaması lazım" dedi.

Erdoğan, herkesin bir gün öleceğini ifade ederek önemli olan öldükten sonra geride bir eser bırakmak olduğunu söyledi.

Erdoğan'ın açıklamaları şöyleydi:

8 yıl boyunca nice tehditler aldık. Bizi durdurmak için akla hayale gelmedik tezgahlar kurdular. En son Kastamonu'da Recebimize saldırdılar. Silopi'de iki polisimizi şehit ettiler. Yüreğimiz yaralı... Şimdi Türkiye'deki seçim bürolarına il ilçe binalarına saldırıyorlar. Bombalar bizi bu yoldan alı koymayacak. Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Biz eşkiyaya, çeteye mafyaya asla pabuç bırakmadık. Demokrasi yolunda yürüyeceğiz. Bundan sonra da bırakmayacağız. Sözün bittiği yerde şiddet başlar. Bu yüzden bunların sözü bitti. Şiddete başladılar. Seçim bürolarına saldıryorlar. Türkiye'yi eski günleri döndürmeye çalışıyorlar.

İttifak halinde Ak Parti'yi hedef tahtasına koydular. CHP, MHP, BDP, terör örgütü, çeteler, Ergenekon... Hepsi bize saldırıyorlar. Dün Adana'da seçim bürosuna saldırdılar, seçim otobüslerine saldırdılar.

Kalabalığı arasındaki pankartta dikkat çeken Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Çete yaz Kemala yolla, üye kartın cebine gelsun." Benim hemşerumun her yerinden akıl fişkiruyo... Kameralar o tarafa dönün. Yarın için iyi bir karikatür size...

Kandan ve gözyaşından beslenmeye devam ediyorlar. 12 Haziran'dan sonra sivil anayasa diyoruz. Şimdi bunu engellemeye çalşışıyorlar. 88 yaşındaki bir zat CHP ile kolkola giriyor. CHP'yi çeteleri savunuyor.

Bunlara gereken cevabı 12 Haziran'da verin. Teröre gereken cevabı verin. Bu ülkeyi karanlığa götürmek isteyenlere gereken cevabı verin.

YGS ÜZERİNDEN YÖNELTİLEN TEPKİLER

Bir süredir YGS üzerinden hükümete saldırdılar. Yargı ve YÖK kararı verdi. Ne oldu. Şifre diye başladılar deşifre oldular.

En son Devlet Balkanımız Hayati Yazıcı üzerinden gençlerin kafasını bulandırmak için bir tezgah kurdular. Hayati Bey gerekli cevabı verdi. Tezgahları bozuldu. Hodri meydan dedik. Cevap veremedi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun maskesi bir kez daha düştü. Nasıl bir yalancı nasıl bir müfteri olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

Özür dilemesini istedik cevap gelmedi.

Siirt'te "sütatikonun Allah'ı Ankara" dedi. Milletten özür dile dedik. Hala kaçıyor. Çok pişkin yüzü kızarmaz. Türkiye'de yürüyen bir yalan ararsanız Kemal Kılıçdaroğlu'dur.

Geçen televizyon kanalında YÖK'ü kaldıracağını söyledi. Yirmi dakika geçmeden YÖK'e kaynak aktaracağını söyledi. Bu kadar tutarsızlık olur mu? Kaldırılar yere kaynak aktarılır mı?

Bir diğer pankartı okuyan Erdoğan, "Kamal bilmemek ayup değildur. Yeter ki çakturma!, At kaçtı heybe düştü. Takke düştü kel göründü."

SSK Genel Müdürlüğün döneminde kimleri işe aldın? Bunlardan senin eski soyadınla ilgili olanlar var mı? Bunlardan kaç tanesi akrabaların? Açıkla dedik. Açıklayamadı. Bugün gazetelere döküldü. Bugün "Akrabalarını atamak suç mu?" diyor.

Terör suçlarından dökülenleri de atayan da Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Televizyona gel kozlarımızı paylaşalım diyor. Bu kadar kamera merakı nerden geliyor? Senden önceki genel başkanının sonunu getirdi bu kamera merakı? O kadar meraklıysan kameraya, televizyonda Yalan Rüzgarı diye bir dizi vardı. Onu tekrar çek başrol oyna...

CHP, cumhuriyet kurulduğundan beri her fırsatta fabrika ayarlarına dönen bir partidir.

Şükrüye Nine ile yaşanan bir diyaloğu aktardılar bana:

Şükrüye Nine'ye soruyorlar: Bu kabağı çorba mı yapacaksın?

Kabaktan çorbayı biz halk parti döneminde yapıyorduk. Şimdi biz onları hayvanlara veriyoruz.

 Cevap oldukça manidar. Bugün 14 Mayıs. Tek parti döneminin bittiği gün.

Milletin menfatine olan neyse bunu yaparız. Bunların yalanlarına inanmayın.

8 yıl SSK'nın başında kaldın. Batırdın orayı... Batırdık SSK'yı. Merhum Ecevit başarısız bir genel müdür olduğu için veto etti. Budur Kılıçdaroğlu. Bunları iyi tanıyın. Rize'de bunların zamanında 3 ambulans vardı. Şimdi 33 tane ambulans var.

AYRINTILAR GELECEK

Kaynak : haber7.com

AdminAdmin